Emekli Eğitimcilerden Ortak Çağrı: ÖĞRETMEN OKULLARI YENİDEN AÇILSIN

Emekli Eğitimcilerden Ortak Çağrı:

ÖĞRETMEN OKULLARI YENİDEN AÇILSIN

Antalya Aksu Öğretmen Okulu mezunları 2018 yılı geleneksel buluşma programı Erdemli'de yapıldı. 1974-1976 yıllarında Lise öğretimi ile doğrudan öğretmen olarak göreve başlayan son eğitimciler kuşağından ortak çağrı olarak Öğretmen okullarının yeniden hayata geçirilmesi isteği dile getirildi.

Yoğun bir katılımın gözlendiği Aksu Mezunları Geleneksel Mezunlar Buluşması programı  Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimize saygı duruşunu müteakip İstiklal Marşı ile başladı. Aksu mezunlarından vefat eden öğretmenler ve eğitim şehitlerimizin ruhlarına armağan olarak Kur'an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Slayt gösterisi, şiirler, halk oyunları ve müzikli eğlence ile geç saatlere kadar devam eden programda vaktiyle Aksu Öğretmen Lisesi'nde çalışmış öğretmen ve idarecilere de saygı plaketleri verildi. Öğrencilerini emekli meslektaşları sıfatıyla karşılayan öğretmenler 44 yıllık hasretle bir araya gelmenin mutluluğunu paylaştılar.

Sağlık mazereti sebebiyle  proğrama yazılı açıklama ile katılabilen Aksu Öğretmen Lisesi 1974 mezunu, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden,   Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Anabilim Dalı başkanı Prof.Dr. Cemal Kurnaz'ın mesajı alkışlarla okundu:

"Yolu Aksu’dan geçen bütün meslektaşlarıma sevgi ve özlemle selamlarım.

Keşke aranızda olabilseydim.

Tekrarı yok bunun.

İnşallah başka bir zaman birlikte oluruz.

Sağlık dilerim hepinize.

Sağ olun, var olun.

Türkiye sağ olsun, var olsun.

Ortak duygularımıza tercüman olan bir yazımı huzurunuza arz ederim.

BİZ ÖĞRETMEN OKULUNDAYKEN

On bir yaşında öğretmen okuluna başladım. 1967-1974 yıllarında Antalya Aksu İlköğretmen Okulu’nda okudum.

*

Öğretmen Okulu sınavları üç aşamalıydı. Önce öğretmen (veya öğretmenler kurulu) öğrencinin öğretmen olabileceğine dair karar veriyordu. İlk sınav ilçede idi. Bunu kazananlar öğretmen okulunda yazılı sınava giriyordu. Kazananlar sözlü sınava alınıyorlardı.

Şunu belirtmeliyim ki, öğretmen okullarında hiçbir ders diğerinden daha önemli değildi. Beden eğitimi, müzik, resim-iş ve tarım dersleri matematik ve edebiyat kadar değerliydi.

Her ders uygulamalı idi. Yaparak yaşayarak öğrenmek esastı. Her türlü hayvanın tahnit edilmiş örneklerinden oluşan bir müze vardı. Öğrenciler bunların özelliklerini görerek tanır, öğrenirlerdi. Her dersin binası, laboratuarı ayrı idi. Laboratuarda deneyler yapılırdı. Resim ve el işi binası ayrı idi. Metal işleri, ağaç işleri, kâğıt işleri (ciltçilik vb.) ayrı atölyelerde yapılırdı. Müzik dersi için müzik binasına gidilirdi. Burada piyano, keman, mandolin, bağlama vb. çalgılar bulunurdu. İsteyenler ders haricinde buradan istediği çalgıyı alır, bir köşeye çekilir onunla meşgul olurdu. Çevreden mandolin, keman, bağlama sesleri yükselirdi. Tarım dersleri uygulamalı yapılırdı. Yaz tatilinde zorunlu olarak bir ay okulun bahçelerinde çalışılırdı.

Son sınıfı geçenler, geçmiş yılların bütün derslerinden tek tek bakalorya (olgunluk, bitirme) sınavına girerlerdi.

Son sınıfa geçenlerden not ortalaması en az 9 olanlar Yüksek Öğretmen Okulu’na seçilirdi. Bunlar bir yıl hazırlık sınıfında okuduktan sonra üniversite sınavına girme ve öğretmen yetiştiren bölümlerinde okuma hakkı elde ederlerdi. Böylece, öğretmen okullarının en başarılı öğrencileri öğretmen okullarına öğretmen olmak üzere eğitilirlerdi.

Öğrenciler, milli duyguları yüksek öğretmen olarak yetiştirilirdi.

“Alnımızda bilgilerden bir çelenk

Nura doğru can atan Türk genciyiz

Yoktur olmaz yeryüzünde Türk’e denk

Korku bilmez soyumuz”

diye başlayan Öğretmen Marşı’nı söylerlerken yer gök inlerdi.

“Dostluğun biz sevgisiyle

Toplandık her an burda

Bu sevgi bağı kopmaz hiç

Dağılsak bir gün yurda”

diye başlayan Dostluk şarkısını söylerlerken içleri sevgiyle dolardı.

Tam bir adanmışlık ve millete hizmet aşkıyla donanırlardı. Onlar bir mum gibi eriyecek fakat etraflarını aydınlatacaklardı. Gittikleri köylerde belki bir okul bile olmayacaktı. Muhtarla köylülerle anlaşıp kendi elleriyle sıralar yapacak, bir ahırı temizleyip sınıf haline getireceklerdi.

Son sınıfta üç il seçme hakları vardı. Cetveli Sinop ve İskenderun üzerine koyup bir şenlik havası içinde doğu illerinden üç tercih yapmak için yarışırlardı.

*

Ben de bu masal çağında yaşayan biriyim.

Yiyecek ekmeği olmayan, oturup kalkmasını, giyinip kuşanmasını, taharetlenmesini bilmeyen köy çocuklarını 11 yaşında alıp eğiterek birer beyefendi, hanımefendi yapan ve millet hizmetine sunan devletime minnettarım.

*

Şimdi artık bunlar çağdışı oldu.

Çağdaş bir eğitimimiz oldu.

Üniversite sınavlarında 40 bin öğrenci sıfır puan almış. Türkçe ve matematikte başarı ortalaması can sıkıcı. Hiç dershane ve test görmeden sınava giren nice Aksu mezunu, üniversitenin önemli bölümlerini kazandılar.

Demek ki eğitim geriye gitmiş.

Ne diyelim?

Vatana millete hayırlı olsun."

Aksu Mezunları 2018 buluşması tertip komitesi adına bir açıklama yapan Ömer Faruk Ercan da Öğretmen Okulu ruhunun yaşatılması gereğine dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı:

"Tanrı mesleği sıfatıyla kutsanmış öğretmenlik mesleğine ve nitelikli öğretmen yetiştirmeye çok özen göstermeliyiz. Eğitimin hedefi; kalkınma ve ilerlemede en başat faktör olan doğru eğitilmiş insanı yetiştirmektir. Ruh ve beden sağlığı düzgün, aklını ve yeteneklerini bilimin ışığında kullanabilen, millî ve manevî değerlerine bağlı, çağdaş teknolojiyle uyumlu çalışabilen, kendisiyle, toplumla, doğayla barışık nesiller geleceğimizin güvencesidir. Böylesi nesilleri hazırlayabilmek de çağımızı ve insan gerçeğini kavramış öğretmenlerin çalışmalarıyla mümkündür. Siyasal mülahazalara kapılmadan şunu söyleyebiliriz ki; Köy Enstitüleri ve mirasçısı Öğretmen Okulları bir döneme damgasını vurmuştur. Öğretmenlik akıl kadar duyguların da çok önemli olduğu bir meslektir. Halka hizmeti, karanlıkları aydınlatmayı, aşkla millete hizmet etmeyi müthiş bir adanmışlık duygusuyla kendisine  ülkü edinen öğretmenler Öğretmen okullarından, Öğretmen liselerinden yetişmiştir. Bundan 44 yıl önce yanlış bir kararla kapatılan, öğretmen mezun etmeyen Öğretmen Liseleri; günümüzün istek ve ihtiyaçları göz önünde tutularak hazırlanacak yepyeni bir müfredat programı ile yeniden hayata geçirilsin istiyoruz. Aşk mesleği öğretmenlikte teorik bilgilerden çok; sevgi ve moral motivasyon önemlidir. "

Yeni Millî Eğitim Bakanımız Prof.Dr. Ziya Selçuk'un toplumun tüm kesimlerinde ve özellikle de eğitim camiasında bir umut sinerjisi yarattığına dikkat çekilen açıklamanın sonunda şöyle denildi:

"Eski Aksu Öğretmen Lisesi müdürümüz Niyazi Aktoprak,  tarım öğretmenimiz eski Urfa milletvekili şair Mehmet Atilla Maraş hocalarımızdan hassaten rica ediyoruz: Öğretmen Okullarının yeniden canlandırılması talebemizi lütfen sayın Millî Eğitim Bakanımıza bizzat ve şahsen iletiniz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına çağdaş donanımlı, pırıl pırıl şuurlu bir öğretmen kuşağıyla hazırlanalım. Yepyeni bir heyecan, diri bir umut ve taze kanla; öğretmen yetiştirme modelimizi, geleneğin birikimini geleceğin ihtiyaçlarına göre yoğurup şekillendirelim. Geniş ufuklu, bilgi-inanç ve aksiyon dengeli, Büyük Atatürk'ün "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir" sözünü gerçekleştirecek eğitim ordusunu yetiştirmek için ÖĞRETMEN OKULLARI (Öğretmen Liseleri) yeniden açılsın."

Tertip Komitesi adına 2018 Aksu Mezunlar buluşması etkinliğini destekleyen Silifke ve Erdemli Belediye başkanlarına teşekkür plaketleri verildi. Aksu Öğretmen Okulu mezunları 2019 buluşması; zaman açılımı daha da genişletilerek Konya'da yapılacağı bildirildi.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Adınız Soyadınız09 Kasım 2018 00:00

    Yorumunuz