KEMLİK!

KEMLİK!

 

Değerli Dostlar; sizlerle “kemlik” konusunu paylaşalım istedim.

Kemlik: TDK'ye göre anlamı “Kötülük” demektir.

 

Kemlik(kötülük); bir insana, hayvana veya bitkiye zarar verecek söz veya davranışlarda bulunmaktır. İyilik ve kötülük birbirine zıt kavramlardır. İyilik mutluluk getirirken, kötülük her zaman mutsuzluk getirir.

 

Kötülük yapanlara ”kötü” denir. Kötülerin amacı etrafına zarar vermek, insanları birbirine düşürerek düşman etmektir. Kötü bir özelliktir. Mecaz anlamda şeytanı ve onun yaptıklarını anımsatır. Allah, her türlü kötülüğü yasaklamıştır. Kötü insanların diğer dünyada cehennem ile cezalandırılacağını belirtmiştir. Zaten bu dünya imtihanının amacı da iyi ile kötüyü ayırt ederek mükafatlandırmak veya cezalandırmaktır.

 

Kötü insanları hiç kimse sevmez. Herkes onlardan uzak durmaya çalışır. Çünkü onlar, daima insanların kuyusunu kazmakla meşguldür. İnsan hayatına asla önem vermezler. Sadece kendilerini düşünür, kendileri için yaşarlar.

 

 Dünyadaki hiçbir varlığın onlar için bir anlamı ve değeri yoktur. Kötülükten uzak durup iyi olmak gerekir. Allah, iyilerin yardımcısıdır. Yaptığımız iyilikler asla unutulmayacaktır. Aynı şekilde kötülükler de unutulmayacak ve zamanı geldiğinde kötülüğün cezası verilecektir.

 

Günlük hayatımızda bizlerin çevresinde art niyetli insanlar mutlaka var hatta çok olabilir. Sizlerin de böyle insanların çok olduğunu söylediğinizi duyar gibiyim.

İşin garibi de yüzümüze gülen fakat kuyumuzu kazan be çok insan var. Şunu belirteyim, içinizi karartmak istemiyorum. Sadece dikkatinizi çekmek istiyorum.

 

Zatın biri bir hükümdara der ki:

- Sana iyilik edene fazlasını yap, kötülük edene bir şey yapma, onun kötülüğü kendine yeter.

 

Bunu gören biri, bu zatı çekemeyerek hükümdara der ki:

 

- Bu zat, bana senin nefesinin koktuğunu söyledi.

- Doğru mu söylüyorsun?

- Elbette doğru, yanına yaklaşınca ağzını, burnunu tutarsa sözüm doğru çıkacaktır.

- Bir tecrübe edelim.

Bir gün o adam, o zatı yemeğe davet eder ve sarmısaklı yemek yedirir. Sonra da der ki:

- Hükümdarı rahatsız etmemek için ona fazla yaklaşma!

 

Bu zat yine hükümdarın huzuruna girer ve karşısında beklerken, hükümdar tecrübe etmek için adama der ki:

- Yanıma yaklaş! 

 

O zat da ağzını, burnunu tutarak hükümdara yaklaşır. Hükümdar kendi kendine, adamın doğru söylediğine inanır ve eline kâğıt kalem alarak bir yazı yazıp, o zata der ki:

 

- Bu mektubu falan kumandana götür.

 O zat, mektubu alıp dışarı çıkınca, kendisine yemek yediren adama rastlar. Der ki:

- Elindeki ne?

 

O zat da hükümdarın kendi eliyle yazdığı fermanlar genel olarak bir ikram verilmesi gereken yazılar olduğu için der ki:

- Hükümdar bir miktar hediye yazmıştır, onu almaya gidiyorum.

- Ne olur, bu kâğıdı bana ver.

- Buyurun alın!

 

Adam kâğıdı alıp kumandana gider. Yazı tamamen umulanın aksine çıkar.

 

 Meğerse hükümdar kâğıda, “Bu kâğıdı getiren adamı cezalandır” diye yazmıştır. Bunu duyan adam, “Bunun sahibi ben değilim, istersen, esas sahibini getireyim” derse de fayda vermez. Emir yerine getirilir. Ertesi gün aynı zat, yine hükümdarın huzuruna çıkınca, hükümdar der ki:

 

- Sana dün verdiğim mektup ne oldu?

O zat durumu anlatır. Hükümdar sorar:

- Benim nefesimin koktuğunu söylüyormuşsun, doğru mu idi?

- Hayır, böyle bir şey yok.

- Öyle ise neden bana yaklaşınca burnunu kapadın?

 

- O adam, bana sarmısaklı yemek yedirmişti. Kokusu sizi rahatsız etmesin diye ağzımı kapadım. Böylece burnum da kapanmış oldu.

 

Hükümdar meseleyi öğrenince der ki:

 

- Kötülük yapan kötülüğünün cezasını buldu.

 

Elbette çevremizde iyiliğimizi isteyen değerli birçok dostumuz da mevcut. O güzel insanlardan bizlere ve sizlere zarar gelmeyeceği için kem düşünen insanları ele alalım istedim.

 

 Bu konuya ise aşağıdaki hikâye ilham kaynağı oldu.

 

Yılan besleyen adam, çok sevdiği yılanının artık yemek yemediğini gördü. Ne yaparsa yapsın 2 metre boyuna ulaşan yılanı yemek yemiyordu. Duruma bir çare bulmak isteyen adam yılanını veterinere götürdü. 

Durumu veterinere anlattı ve veteriner ona : " Yılan sana sık sık sarılıyor mu , yanında uyuyor mu? " Diye sordu. " Evet " diye cevapladı . Durumu anlayan veteriner devam etti : " Bakın yılanınız hasta değil. Sizi yemeye hazırlanıyor, bu yüzden sık sık size sarılarak ne kadar büyümesi gerektiğini ölçüyor. Ve yemek yememesinin sebebi de sizin için midesinde yer açmak "

 

Etrafınızdaki yılanları iyi tanıyın. Bir insan size yakın davranıyorsa bu iyi niyetli olduğunu göstermez. İhanet daima kapıda olabilir...(HİKÂYE ALINTIDIR)

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.