ANNELİK!

ANNELİK!

Değerli Dostlar; bir “anneler gününü” daha birlikte idrak ettik. Bu vesileyle tarihimizde “anne ve önemi” konusunu paylaşalım istedim.

Türkler kutsal ve önem verdikleri haklara “ana hakkı” demişler ve ana hakkını da “Tanrı hakkı” ile eşit tutmuşlardır. Sosyal bir varlık olan birey, anne vasıtasıyla hayata yönelir. Bu durum bireyin sosyalleşmesinin de ilk sürecini oluşturur. Bu süreçte çocuk annenin varlığıyla kendini bütünleştirir.

Türk ailesinde, babanın yanında annenin de söz hakkı vardı. O, her şeyden önce erkeğin "evdeş”i yani ev arkadaşı idi. Başta ev olmak üzere ailenin bütün maddî varlığı, eşlerin ortak malı idi. Ailenin her türlü faaliyetinde de iş bölümü anlayışı hâkimdi. Meselâ, erkek evlâdı yetiştirmek babanın, kız evlâdı yetiştirmek de annenin görevi idi. Türklerde "babasız oğul, anasız kız" bakımsız sayılırdı.

Eşler arasındaki iş bölümünde kadına büyük ölçüde ev işleri düşmekteydi. Meselâ, yemek pişirmek, çocuklara bakmak, koyunları sağmak, sütten elde edilen yiyecekleri hazırlamak, dikiş dikmek, keçe yapmak, kumaş dokumak, "yurd”u (çadır) kurup sökmek ve bazen kocasının atını eyerlemek hep kadının işiydi. Bütün bu işlerde anneye kız çocukları yardım etmekteydi.

Eski Türk toplumunda kadının üzerinde hiçbir kısıtlama yoktu. Esasen Türk kadını, çağdaş diğer toplumlarda olduğu gibi bütün haklardan mahrum, mazlum bir zümre değildi. Özgürdü ve toplumda da saygı görmekteydi.

Ana ile kız, helva ile koz; Anne ile kız, koz helvasının içindeki cevizle helva gibidirler, birbirlerinden kesinlikle ayrılmazlar.
Ağlarsa anam ağlar, başkası yalan ağlar; Kişinin derdini yürekten paylaşan tek varlık anasıdır. Hiç kimse ona anası kadar içten yanmaz. Başkalarının üzülmesi yüzeyseldir.
Anadan olur daya (dadı), hamurdan olur maya.; Hiçbir dadı annenin yerini tutamaz. Hamurun mayası yine kendisindendir. Demek ki bir işi kusursuz yapabilmek için özüne uygun olan en iyi araç kullanılmalıdır. Derme çatma araçlarla yapılan işten iyi sonuç alınamaz.

Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz; İnsanlar içinde anamız kadar bize candan bağlı dost yoktur. Nasıl ki şehirler içinde de Bağdat’ın eşi yoktur.
Analı kuzu, kınalı kuzu; Annesi sağ olan çocuk bakımlı, giyimli, temiz, süslü olur. Annesi ölmüş olan çocukta bakım, giyim, temizlik, süs bulunmaz.

Ana sevgisi bütün sevgilerin kaynağıdır. Cennet anaların ayakları altındadır. (Hz. Muhammed (s.a.v.)
Hiçbir süs bir kadını analık sevgisi kadar güzelleştiremez.
Analık kadının en büyük şerefidir.
Değeri ölçülemeyen tek şey anne sevgisidir.
Annenin kucağında uyumak, kralın yatağında uyumaktan daha iyidir.
Kul hakkı Tanrı hakkından, ana hakkı tüm kul haklarından üstündür.

Türk milleti öyle analara sahiptir ki, her devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. (Mustafa Kemal Atatürk)
Kadının en büyük vazifesi analıktır. (Mustafa Kemal Atatürk)
Şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. (Mustafa Kemal Atatürk)

Erdemli Hürses ailesi olarak elleri öpülesi annelerimizin ellerinden öpüyor; anneler gününü kutluyoruz. Bir gün değil her gün baş tacı olduklarını hatırlatmak istiyoruz.